Birkaç yıldır, fazla parayla ne yapılabileceği ve yatırıma nasıl yaklaşmak gerektiğiyle ilgili fikirlerimi geliştiriyorum. Son aylarda ne kadar çok kişinin, her an yeni bir büyük çaplı piyasa düzenleme müdahalesi beklediklerini söylediğine de inanamıyorum. Bunun üzerine biraz kafa yorup isabetli bir orman benzetmesinin de yardımıyla iyi bir yatırım stratejisine rehberlik edeceğine inandığım birkaç temel ilke geliştirmeyi başardım.
“Paramı nasıl ve nereye yatırmalıyım?” bana sıkça yöneltilen bir soru. Bu sorunun altında da genellikle bir korku yatıyor. Bu korkunun öznesi çoğu zaman yatağın altında saklanan bir canavardır. Bu canavar birçok şey olabilir: Yaklaşan ekonomik çöküş genellikle en büyük canavardır; ama aslında olduğundan daha büyük göründüğünü söyleyebilirim çünkü gıda sisteminin çöküşü, petrol tepe noktası, iklim değişikliği ve benzeri pek çok canavarın omuzlarının üzerinde durmaktadır. Aslında yatağın altında bir canavar sürüsü vardır.
(daha&helliip;)
Küresel ısınma, iklim değişikliği ve bunun yol açtığı felaketler hakkındaki haberler, hatta programlar radyolardan televizyonlardan eksik olmuyor. Kutuplardaki buzulların on yıl önceki ve bugünkü durumlarını karşılaştıran fotoğraflar, deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle sular altında kalacak olan birtakım ada halklarının ahvali, kaç dakikada bir yeryüzünde bir canlı türünün soyunun tükendiği, her şeyin oluruna bırakılması durumunda ne kadar zamanımızın kaldığına dair tahminler… Geçenlerde bir arkadaşım sabahın erken saatlerinde evinde bilgisayar başındayken dört yaşındaki oğlunun gelip o çalışırken kucağına oturduğunu, bir süre ses çıkarmadan yukarıdakiler benzeri şeylerin anlatıldığı salondaki açık olan radyoyu dinledikten sonra kendisine dönüp uykulu gözler ve ağlamaklı bir ses tonuyla “yaşayamıycak mıyız?” diye sorduğunu anlattı.