![]() |
Ürdün Prensesi Basma bint Ali, 10. Uluslararası Permakültür Konferansı (IPC10) açılış konuşmasında geleneksel bilginin önemine değindi ve permakültürün yeni bir gelecek tasarlamada en önemli aracımız olduğuna inandığını söyledi.
Ürdün?de gerçekleşen 10. Uluslararası Permakültür Konferansı, dünyanın her yerinden gelen 100?den fazla katılımcıyı buluşturdu. Konferanstan bir gece önce düzenlenen açılış yemeğine Ürdün?ün ileri gelenleri de katıldı. Ürdün Prensesi Basma bint Ali?nin yaptığı açılış konuşması, permakültüre övgü niteliğindeydi.
Prenses Basma, Ürdün?de sürdürülebilir çevre programlarını destekleyen ve hatta bu konuda girişimlerde bulunan en önemli kişiler arasında yer alıyor. Amman?da yağmur suyu hasadı yapılmasını zorunlu hale getiren ve vatandaşlara bu konuda yardımcı olacak bir yönetmeliğin hayata geçmesini sağlayan Prenses Basma, Ürdün Permakültür Araştırma Enstitüsü?nün Ölü Deniz Vadisinde gerçekleştirdiği ?Greening The Desert II? çalışmasını geçtiğimiz sene bizzat ziyaret ederek permakültüre olan ilgisini açıkça göstermişti.
Prenses Basma bint Ali, kendi himayesinde düzenlenen konferansın açılışında bakın neler dedi?
![]() |
Profesörler, doktorlar, saygıdeğer misafirler, bayanlar ve baylar? Amman?da düzenlenen 10. Uluslararası Permakültür Konferansı?na hoş geldiniz. Ürdün büyük bir sevinç ve onur duyarak teması su olan bu 10. konferansa ev sahipliği yapıyor: Yaşam için su, doğa için su!
Sözlerime, Kuran?dan bir alıntı yaparak başlamak istiyorum. Bu ayet, sınırlı su kaynaklarımızın esas değerini bize öğretiyor.
(Arapça alıntı)
Tercümesini yapacak olursak şu anlama geliyor: ?Canlı olan her şeyi sudan yarattık.?
Gördüğünüz gibi, su, yaşamın özüdür ve onsuz hepimiz yok olacağız. Çevreyle ilgili çalışmalarıma başladığım yıllarda, su kıtlığı yaşayan ülkeler listesinde Ürdün 11. sıradaydı. Aradan on beş sene geçti ve şu anda üçüncü sıradayız ve hatta kimileri ikinci sırada olduğumuzu söylüyor. Bu çarpıcı durum belki de aziz ülkemizde ve topraklarımızda açtığımız yaraları sarmak için bizi harekete geçirmelidir. Bu yaralar, bizim kibrimiz (ve üstüne basarak kibir diyorum), kötü denetimlerimiz, yanlış yönetimimiz ve nihayetinde atalarımızın bilgeliklerine, yani popüler deyişle ?geleneksel bilgiye? karşı takındığımız saygısız ve umursamaz tavrın doğrusal bir sonucudur. Seleflerimiz, yüzyıllar boyunca doğayla ve çeşitli sistemleriyle uyumlu bir biçimde yaşamanın yollarını geliştirdiler. Her topluluk doğayı yakından tanıyordu; bildiklerini atalarından öğrendiler, bu sistemlere saygı duydular çünkü kendilerini bu sistemin bir parçası olarak gördüler. İnsanoğlu doğayla olan bu bağlantısını son 100-150 yılda kaybetti ve neticesinde dünyaya birçok hastalık yaydı; bunlar arasında en ölümcül olanı iklim değişikliğidir. Bugün yanlışlarımızın sonuçlarını görüyoruz: gittikçe yayılan çölleşme iklim mültecileri yarattı, gıda güvenliğinde azalma kıtlığa yol açtı ve sonu gelmeyen doğal afet listeleri ortaya çıktı.
Yine de henüz her şey bitmedi. Daha iyiye doğru değişme kabiliyetimiz olduğuna gönülden inanıyorum ve bunu Permakültür?le yapacağız! Dünyayı iyileştirmeye ve insanların göğüs gerdikleri stresleri hafifletmeye başlayabiliriz. Gelecek Permakültürdedir, tabii eğer herkes için özgürlük ve saygınlık içeren bir geleceğimiz olsun istiyorsak.
İnsanların bu dünyada kendilerine Tanrı tarafından verilen görevi, yani dünyanın vekil yardımcıları olma görevini üstlenme vakti geldi. Bu kutsal hediyeyi korumak, muhafaza etmek ve her şeyden önemlisi bu hediyeye saygı göstermek bizim görevimizdir; gasp etmek, kötüye kullanmak ve sömürmek değil. Permakültür tekniklerinin, bunu bir gerçeğe dönüştürmek için elimizde bulunan en iyi araçlar olduğunu düşünüyorum.
Hepinize konferans süresince bol şanslar diliyorum ve önümüzdeki birkaç gün içerisinde varılacak sonuçları ve kurulacak bağları sabırsızlıkla bekliyorum.
– Ürdün Prensesi Basma bint Ali, 10. Uluslararası Permakültür Konferansı (IPC10) açılış konuşması
![]() |
Leave a Reply